Finansman gider kısıtlaması başladı

Finansman Gider Kısıtlaması düzenlemesi 15 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmasına rağmen, kısıtlamada uygulanacak oran belirlenmediği için bu güne kadar uygulama alanı bulamamıştı. Cumhurbaşkanınca oranın %10 olarak tespit edilmesiyle birlikte, 2021 yılı itibariyle Finansman Gider Kısıtlaması işletmelerin yaşamına girmiş oldu.

Değerli Fortune okuyucularım bu yazımda finansman gider kısıtlaması düzenlemesi hakkındaki değerlendirmelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. 

Bilindiği gibi finansman gider kısıtlaması 6322 sayılı kanun ile firmaların finansman ihtiyaçlarını borçlanma yerine özkaynakları ile finanse etmelerini teşvik etmek amacıyla 15 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Söz konusu düzenlemeye göre kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerin, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere  Cumhurbaskanı’nca kararlaştırılan kısmı kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır. Gelir Vergisi Kanunu’nda da benzer bir düzenleme mevcuttur.

Bugüne kadar Cumhurbaşkanı’nca oran konusunda herhangi bir karar alınmaması nedeniyle finansman gider kısıtlaması uygulanmamakta idi. Ancak 3490 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 2021 yılında uygulanmak üzere finansman gider kısıtlaması oranı %10 olarak belirlenmiştir. Buna göre işletmelerin yabancı kaynak tutarının özkaynak tutarını aşan kısmına ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurlarının  %10’u kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.

Finansman gider kısıtlaması her bir geçici vergi dönemi için ve yıllık olarak da ayrı ayrı uygulanacak ve 1.1.2013 tarihinden sonra sağlanan yabancı kaynaklara ilişkin olacaktır.

Konu ile ilgili kamuoyuna sunulan tebliğ taslağını incelediğimizde, finansman gider kısıtlamasına tabi borçlar ile finansman gider kısıtlamasına tabi tutulacak giderlerin belirlenmesinin oldukça karışık ve tartışmaya açık olduğu görülmektedir.  Örneğin hesaplamada göz önüne alınan kısa ve uzun vadeli yabancı kaynakların tamamının, herhangi bir ayırım yapılmaksızın, hesaplamaya konu edilmesi önemli bir sorun teşkil etmektedir. Çünkü birçok firma söz konusu hesaplarda, yabancı kaynak ile ilgisi olmayan, karşılık ve benzer kalemleri de takip etmektedir.

Ayrıca her bir geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla finansman gider kısıtlaması öncesi, bilanço esas alınmak suretiyle öz kaynak ve yabancı kaynak mukayesesi yapılarak finansman gider kısıtlamasına tabi olunup olunmadığının tespit edilmesi, bugüne kadar geçici vergi dönemlerinde bilanço çıkarmayan şirketlerin tıpkı yıl sonlarında olduğu gibi bilanço çıkarmalarını gerektirecektir. Bunun da şirketlere ek çalışma yükü getireceği açıktır.

Yine finansman giderlerinin yanı sıra finansman geliri de elde etmiş olan mükelleflerin bu gelir ve giderleri (kur farkları hariç) birbirleri ile mahsup edememeleri gündeme gelen önemli sorunlardan biridir.

Finansman Gider Kısıtlamasının sıkıntılı bir dönemde gündeme gelmesinin yanı sıra, uygulamanın bu derece karmaşık bir şekilde ele alınmasının da gerek işletmelere gerekse meslek mensuplarına gereksiz zaman kaybına sebep olacağı düşüncesindeyim. Bahse konu tüm sorunların giderildiği, daha basit ve daha uygulanabilir bir tebliğ sorunun çözülmesine yardımcı olacaktır.

 

Leon Aslan Coşkun, Yönetim Kurulu Başkanı