Green Youth Kurucuları Ece Zeynep Gerçek & Ufuk Karaca'nın Röportajı

1. Kendinizden, kurumunuzdan/oluşumunuzdan bahseder misiniz? Faaliyet alanlarınız nelerdir?

Ece Zeynep Gerçek: TOBB ETÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. 2018 yılından beri sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla ilgili olarak aktif ve gönüllü olarak çalışıyorum. Kulüp çalışmalarımın yanı sıra yaptığım stajlarda çalıştığım kurumların sürdürülebilirlik bakış açılarını ve bu konudaki katkılarını anlamaya çalıştım. Yani, 4 yıldır yaptığım her işi sürdürülebilirlik ekseninde yapmaya ve anlamaya çalışıyorum. Bundan sonra da medya ve gazetecilik üzerine yüksek lisans yapacağım. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarını medya aracılığıyla nasıl yaygınlaştırırız sorusuna cevap arayacağım.

Ufuk Karaca: TOBB ETÜ’de Elektrik Elektronikten Politika Bilimine kadar çeşitli dallarda akademik eğitim alıyorum. Nihai gayem, sürdürülebilir kalkınma amaçları ve teknolojiyi ortada buluşturarak insanlığa katkı sunabileceğim çözümler geliştirebilmek. Zeynep’le birlikte kurduğumuz ‘Green Youth’ da bu odakta ilerliyor. Amacımız, gençliği sürdürülebilirlik danışmanlığı çerçevesinde eski ve köklü yapıları olan kurumlara entegre edip, yeni çözümleri uygulamaya koyabilmeleri için ortaklarımıza destek olabilmek.

Z: Green Youth İnisiyatifimizin başlangıç noktası TOBB ETÜ. Öncelikle burada bir dönüşümü sağlamayı ardından diğer kampüs ve organizasyonlardaki arkadaşlarımızın sesi olabilmeyi umut ediyoruz.

U: Şu an için bulunduğumuz şehirden dolayı Ankara merkezli şirketlerle çalışmayı tercih ettik. Bir mikromobilite şirketiyle birlikte TOBB ETÜ’ye olan ulaşımın karbon nötr hale getirilmesi için bize özel olarak geliştirilen ve bizim ismimizle paylaşılacak bir projeye başladık. Hem bankalardan hem de Türkiye’nin önde gelen isimlerinden destekçileri olan belgesel projesiyle de kendimize sosyal mecralarda daha fazla yer bulabilmeyi hedefliyoruz.

 

2. Sürdürülebilirliğin neresinde durduğunuzu düşünüyorsunuz? Somut örnekler sağlayabilir misiniz? Gelecekte kurumunuzu nerede görüyorsunuz?

 

U: Şu anda oluşturmayı hedeflediğimiz şey temel bir metodoloji. 1) Ortaklarımızın temel karbon salınım nedenlerinin keşfedilmesi için karbon ayak izi raporlaması gerçekleştiriyoruz. 2) Sadece öneriler sunmak yerine uygulamaya da dahil olabilmek yerine ‘’Yenilenebilir Enerji kullanılabilir mi? Sosyal ortamlarda daha kapsayıcı bir yapı oluşturulabilir mi?’’ gibi soruların cevaplarını araştırıyoruz. Üniversitelerde ise verilen her bir dersi tek tek inceleyerek derslerin yeni oluşturulma süreçlerinde kullanılmak üzere bir sürdürülebilirlik çerçevesi hazırlıyoruz. Bu, konu ne olursa olsun müfredat oluştururken sürdürülebilirlik prensiplerinin entegrasyonunu sağlıyor. 3) Düzenli kontrollerle sürdürülebilirliğin de sürdürülebilir kılınmasını sağlıyoruz.

3. Hangi SDG’ler özelinde çalışıyorsunuz?

U: İnsana Yakışır İş ve Ekonomik büyüme, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar, İklim eylemi ve Amaçlar için Ortaklıklar. Bu 4 hedef yaptığımız tüm çalışmaları kapsıyor ve özetliyor.

Z: SKA denetim ve geliştirme departmanımız var. Yaptığımız etkinliklerin hangi SKA’lara dokunduğunu raporluyoruz. Bunun yanı sıra her ay SKA’lar ile ilgili gelişmelerden bir bülten hazırlıyor.

4. COP26 Zirvesi sizin çalıştığınız alanla ne kadar ilgili, sizin bu zirveden beklentileriniz nelerdir?

U: COP26’dan önce gerçekleşen G20 zirvesine katılan ülkeler aslında dünyadaki karbon emisyonunun 80%’inden sorumlular. Fakat eyleme geçmekte çekimserdiler. COP26’nın yanında ilk kez gençliği kapsayan yan etkinlikler var ve gençlerin sesine kulak veriliyor. Liderlerin güzel sözler yerinde temele oturtulmuş planlar sunmalarını bekliyoruz. Bunu yapmakta gençlerin hızlandırıcı ve kolaylaştırıcı rol oynayacağını düşünüyoruz.

Z: İşsizlik dünya çapında en yüksek seviyelerinden birinde, barınma ve geçim maliyetleri dünyanın her yerinde çok yüksek. Biz gençler olarak bu sorunlarla karşı karşıya kalmak zorunda bırakılıyoruz. COP26’yı sadece iklim zirvesi olarak değerlendirmenin yanında sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla paralel olarak da değerlendirmeliyiz. Hükümetler ya aksiyon almalılar ya da enerjileri yüksek olan gençlere platformu bırakmalılar ki kendi geleceklerimiz için bizler aksiyon alabilelim. Umarım COP26 bunun ilk adımı olur çünkü bundan önce bir adım atıldığını düşünmüyorum.

5. Bu alanda çalışırken en zorlandığınız durumlar nelerdir?

Z: En büyük zorluk bilinirlik. Bizim gibi dünyadaki tüm SKA’lar için çalışan ağlar da aynı sorunları yaşıyor. İnsanlar SKA’lar için yapılan çalışmaları ya greenwashing zannediyorlar ya da hiç bilmiyorlar.

U: SKA bizim için vizyon olsa da özellikle az gelişmiş ülkelerde temel altyapı daha yokken sürdürülebilir şehirleri nasıl inşa edilebilir? İnsanlar içecek suları yokken ekonomik büyümeyi nasıl önemseyebilir? Bölgelere göre yerelleştirilmiş çözümlere sahip değiliz. Bu zamana kadar SKA’lar hep kâr amacı gütmeyen kurumlar tarafından işlendi. Ancak günümüz dünyasında kâr amacı gütmeyen kurum ve kuruluşların önünde birçok engel var, kar etmiyorsanız destek bulamıyorsunuz. Green Youth kâr amacı gütmeyen bir kuruluş değil. Gerçek bir etki için gerçek kaynaklarla çalışmayı hedefleyen bir oluşum. Bu geleceğin iş yapış yöntemi olarak görülmeli. Bu da bir zorluk ve gelecekte değişmesi gereken bir zihniyet.

6. Bu alanda çalışırken kendinizde ya da çevrenizde/kurumunuzda gözlemlediğiniz olumlu değişiklikler var mıdır? Varsa nelerdir?

Z: Kampüste insanlar etkinliklerimize daha sık katılıyorlar ve bu konuda inisiyatif almaya meyilliler. Artan bir bilinç var diyebilirim.

U: Beni en çok mutlu eden şey sürdürülebilirliğin her bir bireyin etki ve çalışma alanına dahil edilebileceğini insanlara gösterebilmiş olmak. İnsanlar yalnızca politika ve hukuk okuyanların bu konular üzerine tartışıp çözümler üretmesi gerektiğini düşünebiliyorlar. Ancak yavaş yavaş mühendislerin de bana gelip ‘bunu böyle yaparsak daha verimli olur’ gibi sürdürülebilirlik odaklı önerilerde bulunmaları beni çok mutlu ediyor.

7. Sizin gibi gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

U: 21. yüzyılda ilk kez bizim neslimiz dünyadaki tüm bilgilere tek tuşla ulaşabiliyoruz. Eskiden belki ne kadar fazla eğitim aldığınız masadaki yerinizi belirliyor olabilir, ancak günümüzde 50 yıllık bilgiye ulaşmanız 50 saniyenizi almıyor. Bu sebeple eğer bilginize güveniyorsanız ve eğer öğrenmeyi öğrendiyseniz, o konu ile ilgili tartışanlar, karar alanlar kim olursa olsun o masada bir hakkınız var. Bu hakkı talep etmek neslimizin en temel sorumluluğu, en temel hakkı.

Z: Biz hak etmediğimiz bir şey istemiyoruz. Aslında bizden öncekilerin yapması gereken şeyi biz, bizden sonraki nesiller için yapmak istiyoruz. Bu konuda önümüzdeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. İstemekten vaz geçmeyin. Olmuyorsa bir daha isteyin, yine olmadıysa yine isteyin. Kaybetmek ile kaybetmemek arasındaki tek fark bırakmaktır, bırakmayın. Ayrıca geri bildirimlere ve sorulara açığız, bize her zaman ulaşabilirsiniz.

U: Green Youth belirli bir kişinin karar alacağı bir oluşum değil. Bulunduğu çevreden başlayarak değişim yaratmak isteyen herkesi arıyor. Doğru olmadığını düşündüğünüz her şeyi bizlerle paylaşabilirsiniz, birlikte değişim için yollar arayabiliriz.