Gerçek Faydalanıcı Beyanı

Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin ‘’Gerçek Faydalanıcı’’ bilgilerinin beyanı zorunlu kılınmıştır. Düzenleme dünya uygulamalarına paralellik arz etmektedir.

OECD bünyesinde oluşturulan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) tarafından yayınlanan standartlara paralel olarak, ülkemizde de bazı düzenlemeler yapılarak, yürütülen mücadeleye katkı sağlanmaya çalışılmaktadır.

İşte bu düzenlemelerden biri de ‘’Gerçek Faydalanıcı’’ bilgilerinin beyanı ile ilgilidir. Bu çerçevede  529 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kurumlar vergisi mükellefleri ile kollektif şirketlerde şirketi temsile yetkili kimse veya ortak, eshamsız komandit şirketlerde komandite ortaklardan biri ve adi ortaklıklar adına en yüksek ortaklık payına sahip kişi, Türkiye’de yönetim merkezi olan veya Türkiye’de mukim yöneticisi olan yabancı ülkede kurulmuş trust ve benzeri teşekküllerin yöneticileri, mütevellileri veya temsilcilerine ait bilgilerinin verilmesi zorunlu hale getirilmiştir.

Tebliğde, Gerçek Faydalanıcı, “Tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişi” olarak tanımlanmıştır. Tüzel kişilerde, gerçek faydalanıcının belirlenmesine yönelik, tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları, tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilecektir. Gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda ise en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişilerin bilgileri bildirime konu edilecektir. Tüzel kişiliği olmayan iş ortaklıkları gibi teşekküllerde ise, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler veya gerçek faydalanıcının tespit edilememesi halinde tüzel kişiliği olmayan teşekkül nezdinde en üst düzeyde icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler, üst düzey yönetici sıfatıyla gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilecektir. Gerçek faydalanıcı bilgisinde değişiklik olduğu takdirde, değişikliğin gerçekleştiği tarihi takip eden bir ay içerisinde söz konusu değişikliğin bildirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasında yükümlü sayılan bankalar, faktöring şirketleri, sigorta şirketleri, spor kulüpleri, noterler vs gibi sayılan kişi ve kuruluşlarca, talep edilmesi halinde, müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlere dair gerçek faydalanıcı bilgilerinin bildirilmesi zorunlu bulunmaktadır.

Ağustos ayı içinde ilk bildirimler yapılmış bulunmaktadır. Kurumlar vergisi mükelleflerinin bundan böyle her geçici vergi beyannamesi ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde söz konusu bildirimi yapmaları gerekmektedir. Tebliğ açıklamalarının dikkate alınarak ve detaylı bir analiz çalışması yapılarak bildirime konu edilecek kişinin belirlenmesi oldukça önem arz etmektedir. Zira bu kişilerin ileride vergi ve diğer konularda oluşabilecek soruşturma ve yükümlülük gibi konularda sorumlu tutulabilmeleri olasıdır. Ayrıca konu ile ilgili halen bir takım soru işaretleri vardır. Bu soruların zaman içinde cevaplarını bulacağını ümit ederim.

Leon Aslan Coşkun

Yönetim Kurulu Başkanı